İçeriğe geç

Görecilik ne demektir örnek ?

Görecilik Ne Demektir? Bir Psikoloğun Gözünden Gerçeklik, Algı ve İnsan Zihninin Esnekliği

Bir psikolog olarak sık sık şu soruyla karşılaşırım: “Gerçek nedir?” Bu soru, felsefenin kadim tartışmalarından biridir; ama aynı zamanda insan davranışını anlamanın merkezinde yer alır. Çünkü insanlar dünyayı olduğu gibi değil, olduğu sanıldığı gibi görür. İşte bu noktada devreye “görecilik” girer. Peki, görecilik ne demektir, örnekle nasıl açıklanır? Görecilik, gerçeğin, doğrunun ya da değerlendirmenin herkes için aynı olmayabileceğini; bireyin algı, kültür ve bağlamına göre değişebileceğini öne süren bir düşüncedir. Fakat bunu yalnızca felsefi bir tanım olarak değil, insan zihninin işleyişini anlamada güçlü bir psikolojik mercek olarak da düşünebiliriz.

Algının Büyülü Dünyası: Bilişsel Psikoloji Perspektifinden Görecilik

Görsel bir illüzyona baktığımızda kimimiz iki yüz, kimimiz bir vazo görür. Bu basit örnek, göreceliğin bilişsel düzeyde nasıl işlediğini gösterir. Zihnimiz, dünyayı “nesnel” olarak algılamaz; geçmiş deneyimler, beklentiler ve dikkat odağımız algının çerçevesini belirler. Bilişsel psikoloji bu durumu şemalar kavramıyla açıklar: Zihnimiz, bilgiyi düzenleyen zihinsel kalıplarla çalışır. Her bireyin şemaları farklı olduğu için, aynı olaya bakıp farklı anlamlar çıkarırız.

Bir örnekle açıklayalım: Bir kişi için yağmur “romantik bir dinginlik” çağrıştırırken, diğeri için “mutsuz bir yalnızlık” duygusunu tetikleyebilir. Oysa fiziksel olay aynıdır — değişen, bireyin algısal filtresidir. İşte görecelik, bu bilişsel farklılığı fark etmeyi ve “benim doğrum, senin doğrun”un aslında aynı gerçeğin farklı yansımaları olduğunu kabul etmeyi gerektirir.

Duygusal Görecilik: Hisler Neden Evrensel Değil?

Duygusal psikoloji, göreceliği bir adım öteye taşır. İnsan duygularının bile mutlak olmadığını, kültürden kültüre ve kişiden kişiye değiştiğini gösterir. Bir toplumda “utanç” yıkıcı bir duygu olarak görülürken, bir başka kültürde toplumsal düzeni koruyan bir mekanizma olarak değer görür. Görecelik burada, duyguların bile birer sosyal öğrenme ürünü olduğunu hatırlatır.

Bir başka örnek: Aynı işyerinde iki kişi, yöneticilerinden gelen eleştiriyi farklı yorumlayabilir. Biri bunu “gelişme fırsatı” olarak görürken, diğeri “reddedilme” olarak algılayabilir. Olay aynı olsa da duygusal anlam tamamen farklıdır. Çünkü her birey, yaşadığı deneyimleri geçmiş travmaları, inançları ve kendilik algısıyla harmanlar. Bu da bize, duygusal göreceliğin benlik kavramı ile doğrudan ilişkili olduğunu gösterir.

Sosyal Psikoloji Perspektifinden Görecelik: Normlar, Değerler ve Bağlam

Toplum, göreceliğin en görünür olduğu alanlardan biridir. Sosyal psikoloji, bireyin davranışlarını toplumsal normlara ve kültürel değerlere göre şekillendirdiğini savunur. Bir toplumda normal kabul edilen bir davranış, başka bir toplumda aykırı görülebilir. Örneğin, bireycilik Batı kültürlerinde başarıyla özdeşleşirken, toplulukçuluk Doğu kültürlerinde ahlaki bir erdem olarak yüceltilir.

Bu bağlamda “doğru” ya da “yanlış” davranış yoktur; yalnızca bağlama göre değişen anlamlar vardır. Sosyal görecelik, bizi yargılamadan anlamaya yönlendirir. İnsanların davranışlarını sabit kurallarla değil, içinde bulundukları kültürel ve sosyal bağlamla birlikte değerlendirmek, empatiyi güçlendirir. Görecelik, bir bakıma sosyal uyumun da anahtarıdır.

Görecelik ve İnsan İlişkileri: Gerçeklikler Arasında Köprü Kurmak

Günlük hayatta görecelik, iletişim biçimlerimizde sıkça karşımıza çıkar. Bir tartışmada iki taraf da kendince “haklı”dır. Çünkü her biri olayı kendi geçmişi, değerleri ve duygusal çerçevesi içinde yorumlar. Bu noktada psikolojik olgunluk, kendi perspektifimizin sınırlı olduğunu fark etmektir. Empati, işte bu farkındalığın pratik biçimidir: Başkasının dünyasını onun gözlerinden görebilmek.

Bu anlamda görecelik, yalnızca bir düşünce sistemi değil; psikolojik bir olgunluk göstergesidir. Çünkü kişi, kendi doğrularının evrensel olmadığını kabul ettiğinde, iletişimde çatışma yerine anlayış üretmeye başlar. Bu da hem duygusal dengeyi hem sosyal bağları güçlendirir.

Göreceliğe Dair Somut Bir Örnek

Bir psikoterapi seansında danışanlardan biri, ailesinin onu “başarısız” olarak gördüğünden yakınır. Aynı seansta ailesiyle görüşüldüğünde, ebeveynler “onu motive etmeye çalışıyoruz” der. Aynı davranış — eleştiri — iki farklı gerçeklik yaratır. Bir taraf için motivasyon, diğer taraf için yargılanma anlamına gelir. Bu, göreceliğin insan ilişkilerinde nasıl işlediğinin canlı bir örneğidir. Gerçek, mutlak değildir; deneyimleyen kişinin anlam dünyasında şekillenir.

Göreceliğin Psikolojik Kazanımı: Esneklik ve Kabul

Göreceliği anlamak, zihinsel esnekliği artırır. Katı düşünme biçimleri, “ya hep ya hiç” mantığıyla hareket ederken, göreceli bir bakış açısı “hem öyle, hem böyle” diyebilme cesaretini kazandırır. Bu yaklaşım, stresle başa çıkmayı, farklılıkları kabul etmeyi ve empatik düşünmeyi kolaylaştırır. Psikolojide buna bilişsel esneklik denir ve ruhsal dayanıklılığın en güçlü bileşenlerinden biridir.

Sonuç: Gerçeğin Aynasında Kendimizi Görmek

Görecilik, dünyayı herkesin kendi gözünden gördüğünü kabul eden bir bakış açısıdır. Felsefi bir kavram olarak doğmuş, psikolojide insan davranışının en derin açıklayıcılarından birine dönüşmüştür. Bilişsel olarak algılarımızı, duygusal olarak hislerimizi, sosyal olarak normlarımızı şekillendirir. Belki de göreceliği anlamak, kendi “doğrumuz”u mutlaklaştırmadan yaşamanın en bilge yoludur.

Şimdi durup düşünün: Sizce gerçeklik, gerçekten tek midir, yoksa herkesin zihninde farklı yankılanan bir hikâye midir?

Kaynaklar

  • Piaget, J. (1971). Structuralism. Harper & Row.
  • Festinger, L. (1957). A Theory of Cognitive Dissonance. Stanford University Press.
  • Markus, H. & Kitayama, S. (1991). Culture and the Self. Psychological Review.
  • Ellis, A. (1962). Reason and Emotion in Psychotherapy. Lyle Stuart.
  • Goleman, D. (1995). Emotional Intelligence. Bantam Books.

8 Yorum

  1. Aysel Aysel

    Görecilik, kişiden kişiye değişmeyen nesnel bir hakikat, herkes için geçerli mutlak doğrular bulunmadığını, hakikatin ya da doğruların bireylere, toplumlara ya da çağlara göreli olduğunu savunan anlayıştır. Göreceli ahlak ya da ahlaki görecelik ya da ahlaki çoğulculuk ahlaki önermelerin farklı kültür, toplum, zaman ve kişilere göre değişebileceğini savunan meta-etik görüşüdür . Bu sebeple davranışa ahlaki standartların koyulmaması önerilmektedir.

    • admin admin

      Aysel! Görüşleriniz, makalenin genel bütünlüğünü sağlamlaştırdı, desteğiniz için teşekkür ederim.

  2. Emre Emre

    Albert Einstein tarafından geliştirilen genel görelilik kuramı esasen bir kütle çekim kuramıdır . Bu kuramın Newton’un kütle çekim kuramından temel farkı, kütle çekimini cisimlerin kütlelerinden kaynaklanan bir kuvvet ile değil, uzayın eğriliği ile açıklamasıdır. Genel olarak görelilik , fikir, inanç, değer veya uygulama kümelerinin, bir birey veya birey gruplarıyla kendi gelenekleri, geçmişleri, tarihleri ​​ve ilişkileri temelinde nasıl ilişkilendirildiğini ifade eder.

    • admin admin

      Emre!

      Teşekkür ederim, görüşleriniz yazıya canlılık kattı.

  3. Öykü Öykü

    Göreceli düşünme ( kişiye, zamana, yere göre düşünme )Annesine göre babasına göre arkadaşına göre düşünme onları anlama. Akıl yürütebilir. (Tümevarım, tümden gelim gibi). İdeal, fikir, değer, inanç geliştirebilir. Albert Einstein tarafından geliştirilen genel görelilik kuramı esasen bir kütle çekim kuramıdır . Bu kuramın Newton’un kütle çekim kuramından temel farkı, kütle çekimini cisimlerin kütlelerinden kaynaklanan bir kuvvet ile değil, uzayın eğriliği ile açıklamasıdır.

    • admin admin

      Öykü! Sevgili dostum, sunduğunuz katkılar yazının gelişim sürecine doğrudan etki etti ve metni daha güçlü kıldı.

  4. Elçin Elçin

    Felsefe tarihinin en eski ve en önemli konularından biri olan Rölativizm yani görelik /görecilik bir şeyin başka bir şeye bağlı olması olarak tanımlanır. Görelilik kesin olmamakla birlikte kişiden kişiye ve devirden devire değişiklik gösteren bir kavramdır. ARİSTOTELES VE İBN RÜŞD’E GÖRE GÖRELİK KAVRAMI … Felsefe tarihinin en eski ve en önemli konularından biri olan Rölativizm yani görelik /görecilik bir şeyin başka bir şeye bağlı olması olarak tanımlanır.

    • admin admin

      Elçin!

      Teşekkür ederim, önerileriniz yazının derinliğini artırdı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
vdcasino girişsplash